İZMİR (İGFA) – Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Araştırma Uygulama Hastanesi, yeni doğan bebeklerde en sık görülen kraniyofasiyal anomalilerden biri olan dudak-damak yarığı tedavisinde en çok tercih edilen sıhhat kuruluşlarından biri haline geldi.
Sağlıkta yanlışsız tedavi ve öncü uygulamalar ile yaşama köprü olmayı sürdüren Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, daha evvel damak yarığı anomalisi ve teneffüs sorunu niçiniyle boğazının delinmesi öngörülen 21 günlük Yusuf bebeği hayata bağlamayı başarmış; cerrahi müdahaleye gerek kalmadan yapılan operasyon kamuoyunda büyük ses getirmişti.
TEDAVİ YETİŞKİNLİĞE DEK SÜRÜYOR
Dudak-damak yarığı anomalisi ile ilgili açıklamalarda bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Kısmı Dr. Öğr. Üyesi Serap Titiz Yurdakal, Türkiye’de yılda ortalama bin 500 bebeğin bu hastalıkla dünyaya geldiğinin altını çizdi.
Anomaliye sahip bireylerin bebeklik devrinden başlayıp yetişkinliğe uzanan bir tedavi süreci geçirdiğini kaydeden Yurdakal, “Tedavinin en değerli etabı, yarık kaynaklı dokularda oluşan hal bozukluğunun düzeltilmesidir. Üniversite hastanemiz, dudak-damak yarığı rahatsızlığında ailelerin en çok güvendiği ve tercih ettiği sıhhat kuruluşlarından biri haline geldi” dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Ortodonti Kliniği’nin rastgele bir anomalisi olan çocuklara tedavide öncelik tanıdığını kaydeden Yurdakal, “Dokuz Eylül Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi olarak, yeni kurulmuş olmamıza karşın bu alanda ülkemizde kıymetli bir açığı kapamakta; yalnızca bölgemize değil, tüm Türkiye’den hastalara şifa olmaktayız. Fakültemizde yeni doğan yarık dudak-damak anomalisine sahip bebeklerde cerrahi öncesi şekillendirme tedavisi ile bir arada, çocuk ve yetişkin hastalarda distraksiyon tedavisi ya da çene (ortognatik) cerrahisi de uygulanmaktadır. Yeni Doğan Ünitesi hocalarımızın dayanağı ile hastanemizde yahut öbür bir hastanede bu anomali ile doğan bebeklerimizin annelerini ise anne otelimizde ağırlamaktayız. Bu süreçte kendilerine meskende bebeğe uygulayacakları tedaviyi, beslenme eğitimini de öğretmekteyiz.” diye konuştu.
Dudak-damak yarığı anomalisinde gerçek tedavi yaklaşımının son derece kıymetli olduğunu vurgulayan Yurdakal, “Aslında bu mevzuda ülkemizde kıymetli bir açık bulunuyor. Çocuklarının farklı olarak doğduğu niyetiyle aslına bakarsan hüzün yaşayan aileler, başvuracakları sıhhat kuruluşları konusunda da gerilim yaşıyor. Aileler, bu alanda tecrübeli, muteber bir hastaneye çocuklarını götürmek istiyor. DEÜ Diş Hekimliği ve Tıp Fakültelerinin multidisipliner iş birliği ile yarık dudak-damak başta olmak üzere; çene ve yüzü ilgilendiren bir epey doğuştan anomalinin tedavisinde yalnızca İzmir ve Ege Bölgesi değil, ülkemizde referans bir merkez olma amacında emin adımlarla ilerliyoruz. Alt yapımız itibariyle tüm bu hastalıklara sahip bireyleri tedavi edebilecek seviyedeyiz. Bu düzeye gelmemizde emekleri için Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar ve hastane idaremize teşekkür ediyorum” halinde konuştu.
Sağlıkta yanlışsız tedavi ve öncü uygulamalar ile yaşama köprü olmayı sürdüren Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi, daha evvel damak yarığı anomalisi ve teneffüs sorunu niçiniyle boğazının delinmesi öngörülen 21 günlük Yusuf bebeği hayata bağlamayı başarmış; cerrahi müdahaleye gerek kalmadan yapılan operasyon kamuoyunda büyük ses getirmişti.
TEDAVİ YETİŞKİNLİĞE DEK SÜRÜYOR
Dudak-damak yarığı anomalisi ile ilgili açıklamalarda bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Kısmı Dr. Öğr. Üyesi Serap Titiz Yurdakal, Türkiye’de yılda ortalama bin 500 bebeğin bu hastalıkla dünyaya geldiğinin altını çizdi.
Anomaliye sahip bireylerin bebeklik devrinden başlayıp yetişkinliğe uzanan bir tedavi süreci geçirdiğini kaydeden Yurdakal, “Tedavinin en değerli etabı, yarık kaynaklı dokularda oluşan hal bozukluğunun düzeltilmesidir. Üniversite hastanemiz, dudak-damak yarığı rahatsızlığında ailelerin en çok güvendiği ve tercih ettiği sıhhat kuruluşlarından biri haline geldi” dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Ortodonti Kliniği’nin rastgele bir anomalisi olan çocuklara tedavide öncelik tanıdığını kaydeden Yurdakal, “Dokuz Eylül Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi olarak, yeni kurulmuş olmamıza karşın bu alanda ülkemizde kıymetli bir açığı kapamakta; yalnızca bölgemize değil, tüm Türkiye’den hastalara şifa olmaktayız. Fakültemizde yeni doğan yarık dudak-damak anomalisine sahip bebeklerde cerrahi öncesi şekillendirme tedavisi ile bir arada, çocuk ve yetişkin hastalarda distraksiyon tedavisi ya da çene (ortognatik) cerrahisi de uygulanmaktadır. Yeni Doğan Ünitesi hocalarımızın dayanağı ile hastanemizde yahut öbür bir hastanede bu anomali ile doğan bebeklerimizin annelerini ise anne otelimizde ağırlamaktayız. Bu süreçte kendilerine meskende bebeğe uygulayacakları tedaviyi, beslenme eğitimini de öğretmekteyiz.” diye konuştu.
Dudak-damak yarığı anomalisinde gerçek tedavi yaklaşımının son derece kıymetli olduğunu vurgulayan Yurdakal, “Aslında bu mevzuda ülkemizde kıymetli bir açık bulunuyor. Çocuklarının farklı olarak doğduğu niyetiyle aslına bakarsan hüzün yaşayan aileler, başvuracakları sıhhat kuruluşları konusunda da gerilim yaşıyor. Aileler, bu alanda tecrübeli, muteber bir hastaneye çocuklarını götürmek istiyor. DEÜ Diş Hekimliği ve Tıp Fakültelerinin multidisipliner iş birliği ile yarık dudak-damak başta olmak üzere; çene ve yüzü ilgilendiren bir epey doğuştan anomalinin tedavisinde yalnızca İzmir ve Ege Bölgesi değil, ülkemizde referans bir merkez olma amacında emin adımlarla ilerliyoruz. Alt yapımız itibariyle tüm bu hastalıklara sahip bireyleri tedavi edebilecek seviyedeyiz. Bu düzeye gelmemizde emekleri için Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar ve hastane idaremize teşekkür ediyorum” halinde konuştu.