Anksiyete bozukluğunun belirtilerini azaltmak ve rahatsızlığı yönetmek için biroldukca tedavi alternatifi mevcuttur. Anksiyete bozukluklarını tedavi etmede kullanılan usuller içinde en sık tercih edilen tedavi formülü psikolog tarafınca gerçekleştirilen psikoterapi ve de psikoterapi uygulamalarıdır. bir daha bireyler tarafınca yaygın bir biçimde tercih edilen bir öbür tedavi yolu ise psikiyatrist tarafınca yazılan psikiyatrik ilaçların (antidepresanların) kullanmasıdır. Mesleklerin vurgulanması ile meslekler içindeki baş karışıklığının önlenmesi hedeflenmektedir. Bu karışılığı gidermek için aşağı kısımlarda detaylı bir biçimde ele alınacaktır.
Anksiyete tedavisinin gerçek manada ve gerçek bir biçimde yapılabilmesi hedefleniyorsa şayet, yapılması gerekenlerin başında (öncelikli olarak), hastanın telaş bozukluğunun tetikleyici faktörlerinin ve ortaya çıkış biçiminin tespit edilmesi, ele alınması ve incelenmesi gerekmektedir. Tetikleyici faktörler tedavinin kıymetli bir modülüdür. Tetikleyicilerin tabiatı da ayrıyeten incelenmelidir.
Anksiyete Bozukluğunun Tedavi Edilmesinde Kullanılan Metotlar Nelerdir?
Anksiyete bozukluğunuzu tedavi etmek için gideceğiniz iki meslek kümesi vardır. Bu mesleklerden biri psikolog başkası ise psikiyatristtir. Bu iki meslek içinde birtakım farklar mevcuttur. Şöyle ki: Şayet bir tedavi merkezine gitmiş iseniz ve size bir ilaç yazılmış ise psikoloğa değil psikiyatriste gitmişsiniz demektir. Psikiyatristler tıp fakültesi mezunudurlar. Şayet ilaç yazılmamış ve sizinle yaklaşık bir(1) saat konuşmuş ve bu konuşma farkındalık ve bilinçlendirmeye yönelik ise, dinlemiş ve bu dinleme de yargılamadan, eleştirmeden, kızmadan, kırmadan ve nasihat-öğüt vermeden bir dinlemek ise, birtakım antrenmanlar önermiş ve bu antrenmanlara birlikte karar vermiş iseniz, kimi teknikler göstermiş, kimi mesken ödevleri vermiş ise siz psikiyatriste değil psikoloğa gitmişsiniz demektir. Psikologlar üniversitelerin fen-edebiyat fakültesinde bulunan “Psikoloji Bölümü” mezunudurlar. Psikoloji kısmından mezun ise kişi psikologdur. Bu bilgi akılda tutulması gereken değerli bir bilgidir. Sonuç olarak psikologlar psikoterapi ve psikoterapi uygulamalarını yaparlar, psikiyatristler ise ilaç müellifler. Psikologlar ilaç yazmazlar ve de yazamazlar. Psikologların ilaç yazma yetkileri yoktur.
Psikoterapi Prosedürü
Üstte da değinildiği biçimde anksiyete bozukluğu tedavi formlarının en başında gelen ve tahminen de en tesirli usul olan psikoterapi; uzun periyotlu bir tedavi biçimidir. Psikoterapi, anksiyete bozukluğunuzu anlamanın ve direktörün yollarını öğrenmek için pek tesirli bir tedavidir. Bu terapi usulünün tesiri çok fazla gözlemlendiği için ve kanıtlandığı için tercih sırasında birinci sırayı haketmektedir. ötürüsıyla bu yazıyı okuyorsanız evvela psikoterapi usulünü denemenizde yarar vardır. Anksiyete bozukluğu tedavisinde kullanılmakta olan bu tedavi prosedürü ile fikirlerinizin hislerinizi ve de hislerinizin davranışlarınızı nasıl etkilediğine şahit olabilir, bunu farkedebilirsiniz. Bu tedavi usulünü gerçekleştiren meslek kümesi “psikolog”lardır. Bu tedavi prosedüründe gelen kişinin ismi katiyen “hasta” değildir. Danışanın kimi sorunları mevcuttur ve tek başına çözmekte zorlanıyordur. ötürüsyla doğal olarak bir takviyeye muhtaçlık duyuyordur. Psikoterapiye muhtaçlığı olan bireyin ismi “danışan”dır. Psikolog danışanı ile birlikte tedavi sürecini yönetir. Haftada bir kez gerçekleşecek biçimde yapılan seans formu çoğunlukla tavsiye edilen bir aralık olarak karşımıza çıkmaktadır. Her seans yaklaşık bir saat sürmektedir. Tabi danışan, bu aralığı haftada birkaç defaya yahut on güne bir defaya de çekmek isteyebilir. Psikoloğu ile birlikte bu aralığı kararlaştırırlar. Kişinin anksiyetesinin boyutları, öbür bozukluklarla bir ortada olup olmadığı, hangi davranış biçimlerinin faal olduğu üzere sorulara göre anksiyete tedavisinde kullanılacak yol belirlenir. Temel hedef: hastanın hislerini ve fikirlerini ve tıpkı vakitte davranışalrını self-kendi başına yönetebileceği bir olgunluğa, bir etaba gelmesini sağlamaya yöneliktir. Bundan mütevellid bireyin gerilimle başa çıkabilme hünerlerini, savunma düzeneklerini, çocukluğundan itibaren öğrendiği formları yinedan geliştirmesi ve bir daha self-kendi davranışlarının art planında yer alan fikir kalıplarını anlaması ve nihayetinde tahminen de özümseyip içselleştirmesi gerekmektedir. Bu terapi tekniğinde kişinin gerilimle başetmede halihazırda kullandığı lakin başarılı olamadığı uygun olmayan savunma düzeneklerinin değiştirilmesi ve şahısta anksiyete, evham, tasa meydana getiren şemaların yani niyet kalıpların değiştirilmesine yönelik birtakım uygulamalar yapılır.
Bilişsel Davranışçı Terapi Yolu
Bilişsel davranışçı terapi prosedürü beraberinde bir psikoterapi tipidir. Psikoterapi sistemine nazaran daha kısa süren bir terapi ve tedavi formülüdür. Psikoterapi formülü ile ortak nokta olarak ikisinde de gelen bireyin ismi “danışan”dır. Bilişsel davranışçı yolun psikoterapi sistemi ile olan bir öbür ortak nokta ise şudur; bu terapi usulünü uygulayan kişi de “psikolog”tur. Psikoterapi tekniğinde olduğu üzere bilişsel davranışçı metotta de seanslar formunda süreç ilerler ve bu süreci psikolog ile danışan birlikte yönetir. Her seans yaklaşık bir saat sürer. Bu metot esasen delile dayalı tedavilerden birisidir. Bireyin temel şikayeti haline gelen zihin ile ilgili rahatsızlıkların altında yatan inanışların ve niyet paternlerinin yani fikirlerin köküne inerek bireyin farkına varmasını amaçlayan bir sistemdir. Maksat odaklıdır. Kişinin yeni davranışlar geliştirmesini sağlayarak, anksiyete-endişe kaynağı olabilecek durumlara karşı kendi kendisini hazırlayabilir hale gelmesini sağlar. Bilişsel davranışçı terapi yolu; olumsuz niyetlerin yerine olumlu fikirlerin koymayı sağlamaktadır. 5-6 seanstan daha sonra danışanlar artık anksiyetesini denetim edebilir hale gelebilmektedir. Danışanlara hislerini yönetme marifetini kazandırmayı hedefleyen bir prosedürdür. beraberinde bu idare marifetlerinin danışanlar tarafınca uygulanabilir bulunmasına dikkat eder. Negatif ve irrasyonel (gerçek olmayan) fikir kalıplarının değiştirilmesi ve yerine yeni fikir kalıplarını koyulması ile gerçekleşen bir prosedürdür. Ayrıyeten panik atakların önlenmesi yahut önüne geçilmesi üzere alanlarda da yardımcı bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuç olarak bu psikoterapi çeşidi size olumsuz olarak gelen ve sizde panik oluşturan niyetleri ve davranışları nasıl olumlu bir biçime dönüştüreceğiniz kısmında size kılavuzluk yapar. Sizde endişe ve korku meydana getiren durumlara karşı tasa duymadan yaklaşmanın ve bunları direktörün yollarını öğreneceğiniz faal bir tedavi formülüdür.
İlaç tedavisi
Bu tedavi metodunu uygulayan kişi bir hekimdir ve uzmanlık alanı psikiyatri olduğundan dolayı isimleri “psikiyatrist”tir. Psikiyatristiniz anksiyete semptomlarını hafifçeletmek ismine çeşitli depresyon ilaçları (antidepresanlar), anksiyolitik ilaçlar, yatıştırıcılar kullanabilir. Psikiyatristinizin verdiği bu ilaçların tesiri bir-iki hafta içerisinde fakat çıkar, öncesinde çıkması beklenilmemelidir. İlaç kullanmasının temelli amacı anksiyete semptomlarının giderilmesi ile kısa periyodik rahatlamadır, uzun müddetli bir biçimde kullanılması hedeflenilmemektedir. Hastanın anksiyetesinin yoğunluğu ilacın dozunu belirlemede yardımcı olur. Olağan olarak bu ilaçların mutlaka psikiyatristiniz tarafınca verilmelidir ve ilacınızı bırakmak isterseniz şayet kesinlikle psikiyatristinize danışarak ve onun denetiminde bırakmaya çalışın. Hangi ilacın daha düzgün geleceğine karar vermek ve artılarını eksilerini konuşmak ismine psikiyatristinizle bir ortaya gelmeniz güzel olacaktır. Her hasta için birebir anksiyete tedavisi uygulanmaz. Bir hastaya yeterli gelen ilaç bir öbür hastaya uygun gelmeyebilir.
Başka Tedavi formları
Bunlara ek olarak; uzun süren yüzleştirme tedavisi (maruz bıraktırma olarak da bilinir) bilhassa de travma daha sonrası gerilim bozukluğunda ve fobilerde pek tesirli olan bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. bir daha EMDR denilen göz hareketlerinin denetimine dayanan tedavi de aslında yüzleştirme yani maruz bıraktırma tedavisine benzeri. Bu iki usul de danışanların travmatik anılarını yeni bir gözle ele alınmasını sağlayarak, bu anıların bireylerin his durumları üstündeki baskısını azaltmasına yardımcı olmayı hedeflemektedir. Bu iki formül de danışandan danışana farkı göz önünde tutarak uzun sürüyor denilebilir.
Danışanlara gerilimi yönetmelerini sağlamak da bir öteki tedavi yoludur. Bu manada danışana rahatlama teknikleri ve nefes idmanları ile gevşeme antrenmanları, davranış değişiklikleri ya da toplumsallaşma üzere usullerle tedbir alınabilir. Burada bilhassa nefes idmanı pek tesirli olan bir metot olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tedavi Müddeti
Şunu belirtmekte yarar var. Hangi metodu uygularsanız uygulayın anksiyetenin şiddetine bakılırsa tedavi süreci ve de mühleti kesinlikle değişiklik gösterir. Lakin kesinlikle takviyesi aksatmayın ve ertelemeyin. Tedavinizi erteledikçe anksiyeteniz daha derine iner ve bu da hem tedavi müddetini tıpkı vakitte ruh sıhhati ile birlikte vücut sıhhatinizi mutlaka tesirler.
Anksiyete tedavisinin gerçek manada ve gerçek bir biçimde yapılabilmesi hedefleniyorsa şayet, yapılması gerekenlerin başında (öncelikli olarak), hastanın telaş bozukluğunun tetikleyici faktörlerinin ve ortaya çıkış biçiminin tespit edilmesi, ele alınması ve incelenmesi gerekmektedir. Tetikleyici faktörler tedavinin kıymetli bir modülüdür. Tetikleyicilerin tabiatı da ayrıyeten incelenmelidir.
Anksiyete Bozukluğunun Tedavi Edilmesinde Kullanılan Metotlar Nelerdir?
Anksiyete bozukluğunuzu tedavi etmek için gideceğiniz iki meslek kümesi vardır. Bu mesleklerden biri psikolog başkası ise psikiyatristtir. Bu iki meslek içinde birtakım farklar mevcuttur. Şöyle ki: Şayet bir tedavi merkezine gitmiş iseniz ve size bir ilaç yazılmış ise psikoloğa değil psikiyatriste gitmişsiniz demektir. Psikiyatristler tıp fakültesi mezunudurlar. Şayet ilaç yazılmamış ve sizinle yaklaşık bir(1) saat konuşmuş ve bu konuşma farkındalık ve bilinçlendirmeye yönelik ise, dinlemiş ve bu dinleme de yargılamadan, eleştirmeden, kızmadan, kırmadan ve nasihat-öğüt vermeden bir dinlemek ise, birtakım antrenmanlar önermiş ve bu antrenmanlara birlikte karar vermiş iseniz, kimi teknikler göstermiş, kimi mesken ödevleri vermiş ise siz psikiyatriste değil psikoloğa gitmişsiniz demektir. Psikologlar üniversitelerin fen-edebiyat fakültesinde bulunan “Psikoloji Bölümü” mezunudurlar. Psikoloji kısmından mezun ise kişi psikologdur. Bu bilgi akılda tutulması gereken değerli bir bilgidir. Sonuç olarak psikologlar psikoterapi ve psikoterapi uygulamalarını yaparlar, psikiyatristler ise ilaç müellifler. Psikologlar ilaç yazmazlar ve de yazamazlar. Psikologların ilaç yazma yetkileri yoktur.
Psikoterapi Prosedürü
Üstte da değinildiği biçimde anksiyete bozukluğu tedavi formlarının en başında gelen ve tahminen de en tesirli usul olan psikoterapi; uzun periyotlu bir tedavi biçimidir. Psikoterapi, anksiyete bozukluğunuzu anlamanın ve direktörün yollarını öğrenmek için pek tesirli bir tedavidir. Bu terapi usulünün tesiri çok fazla gözlemlendiği için ve kanıtlandığı için tercih sırasında birinci sırayı haketmektedir. ötürüsıyla bu yazıyı okuyorsanız evvela psikoterapi usulünü denemenizde yarar vardır. Anksiyete bozukluğu tedavisinde kullanılmakta olan bu tedavi prosedürü ile fikirlerinizin hislerinizi ve de hislerinizin davranışlarınızı nasıl etkilediğine şahit olabilir, bunu farkedebilirsiniz. Bu tedavi usulünü gerçekleştiren meslek kümesi “psikolog”lardır. Bu tedavi prosedüründe gelen kişinin ismi katiyen “hasta” değildir. Danışanın kimi sorunları mevcuttur ve tek başına çözmekte zorlanıyordur. ötürüsyla doğal olarak bir takviyeye muhtaçlık duyuyordur. Psikoterapiye muhtaçlığı olan bireyin ismi “danışan”dır. Psikolog danışanı ile birlikte tedavi sürecini yönetir. Haftada bir kez gerçekleşecek biçimde yapılan seans formu çoğunlukla tavsiye edilen bir aralık olarak karşımıza çıkmaktadır. Her seans yaklaşık bir saat sürmektedir. Tabi danışan, bu aralığı haftada birkaç defaya yahut on güne bir defaya de çekmek isteyebilir. Psikoloğu ile birlikte bu aralığı kararlaştırırlar. Kişinin anksiyetesinin boyutları, öbür bozukluklarla bir ortada olup olmadığı, hangi davranış biçimlerinin faal olduğu üzere sorulara göre anksiyete tedavisinde kullanılacak yol belirlenir. Temel hedef: hastanın hislerini ve fikirlerini ve tıpkı vakitte davranışalrını self-kendi başına yönetebileceği bir olgunluğa, bir etaba gelmesini sağlamaya yöneliktir. Bundan mütevellid bireyin gerilimle başa çıkabilme hünerlerini, savunma düzeneklerini, çocukluğundan itibaren öğrendiği formları yinedan geliştirmesi ve bir daha self-kendi davranışlarının art planında yer alan fikir kalıplarını anlaması ve nihayetinde tahminen de özümseyip içselleştirmesi gerekmektedir. Bu terapi tekniğinde kişinin gerilimle başetmede halihazırda kullandığı lakin başarılı olamadığı uygun olmayan savunma düzeneklerinin değiştirilmesi ve şahısta anksiyete, evham, tasa meydana getiren şemaların yani niyet kalıpların değiştirilmesine yönelik birtakım uygulamalar yapılır.
Bilişsel Davranışçı Terapi Yolu
Bilişsel davranışçı terapi prosedürü beraberinde bir psikoterapi tipidir. Psikoterapi sistemine nazaran daha kısa süren bir terapi ve tedavi formülüdür. Psikoterapi formülü ile ortak nokta olarak ikisinde de gelen bireyin ismi “danışan”dır. Bilişsel davranışçı yolun psikoterapi sistemi ile olan bir öbür ortak nokta ise şudur; bu terapi usulünü uygulayan kişi de “psikolog”tur. Psikoterapi tekniğinde olduğu üzere bilişsel davranışçı metotta de seanslar formunda süreç ilerler ve bu süreci psikolog ile danışan birlikte yönetir. Her seans yaklaşık bir saat sürer. Bu metot esasen delile dayalı tedavilerden birisidir. Bireyin temel şikayeti haline gelen zihin ile ilgili rahatsızlıkların altında yatan inanışların ve niyet paternlerinin yani fikirlerin köküne inerek bireyin farkına varmasını amaçlayan bir sistemdir. Maksat odaklıdır. Kişinin yeni davranışlar geliştirmesini sağlayarak, anksiyete-endişe kaynağı olabilecek durumlara karşı kendi kendisini hazırlayabilir hale gelmesini sağlar. Bilişsel davranışçı terapi yolu; olumsuz niyetlerin yerine olumlu fikirlerin koymayı sağlamaktadır. 5-6 seanstan daha sonra danışanlar artık anksiyetesini denetim edebilir hale gelebilmektedir. Danışanlara hislerini yönetme marifetini kazandırmayı hedefleyen bir prosedürdür. beraberinde bu idare marifetlerinin danışanlar tarafınca uygulanabilir bulunmasına dikkat eder. Negatif ve irrasyonel (gerçek olmayan) fikir kalıplarının değiştirilmesi ve yerine yeni fikir kalıplarını koyulması ile gerçekleşen bir prosedürdür. Ayrıyeten panik atakların önlenmesi yahut önüne geçilmesi üzere alanlarda da yardımcı bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuç olarak bu psikoterapi çeşidi size olumsuz olarak gelen ve sizde panik oluşturan niyetleri ve davranışları nasıl olumlu bir biçime dönüştüreceğiniz kısmında size kılavuzluk yapar. Sizde endişe ve korku meydana getiren durumlara karşı tasa duymadan yaklaşmanın ve bunları direktörün yollarını öğreneceğiniz faal bir tedavi formülüdür.
İlaç tedavisi
Bu tedavi metodunu uygulayan kişi bir hekimdir ve uzmanlık alanı psikiyatri olduğundan dolayı isimleri “psikiyatrist”tir. Psikiyatristiniz anksiyete semptomlarını hafifçeletmek ismine çeşitli depresyon ilaçları (antidepresanlar), anksiyolitik ilaçlar, yatıştırıcılar kullanabilir. Psikiyatristinizin verdiği bu ilaçların tesiri bir-iki hafta içerisinde fakat çıkar, öncesinde çıkması beklenilmemelidir. İlaç kullanmasının temelli amacı anksiyete semptomlarının giderilmesi ile kısa periyodik rahatlamadır, uzun müddetli bir biçimde kullanılması hedeflenilmemektedir. Hastanın anksiyetesinin yoğunluğu ilacın dozunu belirlemede yardımcı olur. Olağan olarak bu ilaçların mutlaka psikiyatristiniz tarafınca verilmelidir ve ilacınızı bırakmak isterseniz şayet kesinlikle psikiyatristinize danışarak ve onun denetiminde bırakmaya çalışın. Hangi ilacın daha düzgün geleceğine karar vermek ve artılarını eksilerini konuşmak ismine psikiyatristinizle bir ortaya gelmeniz güzel olacaktır. Her hasta için birebir anksiyete tedavisi uygulanmaz. Bir hastaya yeterli gelen ilaç bir öbür hastaya uygun gelmeyebilir.
Başka Tedavi formları
Bunlara ek olarak; uzun süren yüzleştirme tedavisi (maruz bıraktırma olarak da bilinir) bilhassa de travma daha sonrası gerilim bozukluğunda ve fobilerde pek tesirli olan bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. bir daha EMDR denilen göz hareketlerinin denetimine dayanan tedavi de aslında yüzleştirme yani maruz bıraktırma tedavisine benzeri. Bu iki usul de danışanların travmatik anılarını yeni bir gözle ele alınmasını sağlayarak, bu anıların bireylerin his durumları üstündeki baskısını azaltmasına yardımcı olmayı hedeflemektedir. Bu iki formül de danışandan danışana farkı göz önünde tutarak uzun sürüyor denilebilir.
Danışanlara gerilimi yönetmelerini sağlamak da bir öteki tedavi yoludur. Bu manada danışana rahatlama teknikleri ve nefes idmanları ile gevşeme antrenmanları, davranış değişiklikleri ya da toplumsallaşma üzere usullerle tedbir alınabilir. Burada bilhassa nefes idmanı pek tesirli olan bir metot olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tedavi Müddeti
Şunu belirtmekte yarar var. Hangi metodu uygularsanız uygulayın anksiyetenin şiddetine bakılırsa tedavi süreci ve de mühleti kesinlikle değişiklik gösterir. Lakin kesinlikle takviyesi aksatmayın ve ertelemeyin. Tedavinizi erteledikçe anksiyeteniz daha derine iner ve bu da hem tedavi müddetini tıpkı vakitte ruh sıhhati ile birlikte vücut sıhhatinizi mutlaka tesirler.