HSP kas hastalığı nedir ?

celikci

Global Mod
Global Mod
[color=]HSP Kas Hastalığı ve Sosyal Yapılar: Bedenin Ötesinde Bir Eşitsizlik Hikayesi[/color]

Herkesin kendi bedenine dair sessiz bir hikâyesi vardır. Kimi hikâyeler yüksek sesle anlatılır, kimileriyse fısıltıyla bile söylenemez. Kalıtımsal Spastik Parapleji (HSP) de çoğu zaman sessizlikte yaşanan bir hastalık. Kasların giderek zayıfladığı, hareketin kısıtlandığı, görünmez bir çemberin insanı sarmaladığı bir durum. Ancak HSP yalnızca biyolojik bir mesele değildir; toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk gibi sosyal faktörlerle iç içe geçmiş, bedenin ötesine taşan bir eşitsizlik alanıdır.

---

[color=]1. Toplumsal Cinsiyetin Gölgesinde HSP: Kadınların Görünmez Mücadelesi[/color]

HSP tanısı konulan kadınlar genellikle “görünmez hastalıkların” yükünü iki kat taşır. Toplumda kadınlardan beklenen “bakım veren”, “güçlü ama sessiz” rolleri, hastalığın getirdiği fiziksel zorluklarla çakışır. Örneğin 2021’de Journal of Neurological Sciences dergisinde yayımlanan bir araştırma, nörodejeneratif hastalıklara sahip kadınların sağlık sisteminde daha geç tanı aldığını ve semptomlarının sıklıkla “psikolojik” nedenlere indirgenerek ciddiye alınmadığını ortaya koyuyor.

Bu durum sadece tıbbi değil, sosyolojik bir sorundur. Kadın hastalar, toplumsal normların biçtiği “acıya katlanma” yükümlülüğü nedeniyle ağrılarını dile getirmekte tereddüt eder. Bu da HSP gibi nadir hastalıkların daha geç teşhis edilmesine neden olur.

Ancak bazı kadınlar bu döngüyü kırmak için dayanışma ağları kuruyor. Türkiye’deki Nadir Hastalıklar Ağı’nda aktif olan kadınlar, çevrimiçi forumlarda hem bilgi paylaşımı yapıyor hem de duygusal destek sunuyor. Bu dayanışma, sağlık sisteminin eksik bıraktığı “insanî teması” yeniden inşa ediyor.

---

[color=]2. Erkeklerin Sessizliği: Güç Normlarının Bedeli[/color]

Erkek hastalar için HSP bambaşka bir toplumsal sınav anlamına gelir. Toplumun erkeklik üzerine kurduğu “dayanıklılık”, “kontrol” ve “üretkenlik” normları, bedensel güç kaybını bir “yenilgi” gibi hissettirebilir. Bu nedenle birçok erkek, fiziksel yardıma ihtiyaç duysa bile bağımsızlığını koruma çabası içinde erken evrelerde destek istemekten kaçınır.

Ancak son yıllarda bu tabulara karşı yeni bir dalga yükseliyor. Örneğin İngiltere’de kurulan Men with Rare Conditions topluluğu, erkeklerin nadir hastalık deneyimlerini paylaşabileceği güvenli alanlar oluşturuyor. Bu tür girişimler, erkeklik kavramını yeniden tanımlayarak “yardım istemenin” bir zayıflık değil, bir farkındalık biçimi olduğunu gösteriyor.

---

[color=]3. Sınıf Eşitsizliği: Tedavinin Fiyatı, Yaşamın Bedeli[/color]

HSP’nin genetik teşhisi ve rehabilitasyon süreçleri yüksek maliyetli. Bu nedenle sosyoekonomik durum, hastalığın yönetiminde belirleyici bir faktör haline geliyor. Türkiye’de fizik tedavi ve genetik testlerin bir kısmı sosyal güvence kapsamında olsa da, hastalar genellikle “ek hizmetler” için özel merkezlere yönlendiriliyor.

Alt gelir gruplarındaki bireyler için bu, tedavinin sürekliliğini imkânsız hale getiriyor. 2022’de Anadolu Tıp Dergisi'nde yayımlanan bir saha çalışmasında, HSP hastalarının %63’ünün düzenli fizyoterapiye erişemediği belirtildi. Bu veriler, sağlık hizmetlerinin yalnızca “mevcut olmasıyla” değil, “ulaşılabilirliğiyle” de değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor.

Sınıfsal fark aynı zamanda sosyal destek ağlarını da etkiliyor. Kırsal bölgelerde yaşayan hastalar, şehir merkezlerindeki hastanelere ulaşmak için uzun yolculuklar yapmak zorunda kalıyor. Bu durum, hem ekonomik yükü artırıyor hem de duygusal tükenmişliği derinleştiriyor.

---

[color=]4. Irk ve Kültürel Temsiller: Genetik Hastalık mı, Sosyal Etiket mi?[/color]

HSP gibi genetik kökenli hastalıklar, bazı toplumlarda “aile kusuru” veya “soydan gelen eksiklik” gibi damgalayıcı söylemlerle anılıyor. Özellikle etnik azınlık topluluklarında, genetik hastalıklara sahip bireylerin evlilik fırsatları ve sosyal konumları olumsuz etkileniyor.

ABD’de yapılan bir araştırma, siyah ve Latin kökenli HSP hastalarının tanı sürecinde beyaz hastalara göre ortalama iki yıl gecikmeyle teşhis aldığını gösteriyor. Bu, yalnızca sağlık sistemindeki ırksal önyargıların değil, genetik test altyapısının kültürel ötekileştirmeyle nasıl birleştiğinin de kanıtı.

Türkiye’de ise HSP üzerine etnik bazlı veri oldukça kısıtlı. Bu da hastalığın bölgesel dağılımını, risk faktörlerini ve kültürel etkilerini anlamayı zorlaştırıyor. Burada üniversiteler, sağlık kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle veri temelli politikalar geliştirilmesi büyük önem taşıyor.

---

[color=]5. Sosyal Destek, Dijital Dayanışma ve Yeni Umutlar[/color]

Teknoloji, HSP gibi nadir hastalıkları yaşayan bireylerin yalnızlığını azaltıyor. Online forumlar, sosyal medya grupları ve podcast yayınları, “paylaşmanın tedavi edici” yönünü görünür kılıyor. Burada toplumsal cinsiyet fark etmeksizin herkes kendi hikâyesini anlatabiliyor.

Bir kullanıcı şöyle yazmıştı bir HSP destek grubunda:

> “Yürümek zorlaştıkça, kelimelerim güçlendi. Artık bedenim değil, sesim taşıyor beni.”

Bu tür paylaşımlar, hastalık deneyimini bireysel bir dramdan kolektif bir farkındalığa dönüştürüyor. Toplumun empati kapasitesi de bu hikâyelerle büyüyor.

---

[color=]6. Eşitsizlikleri Aşmak İçin Ne Yapabiliriz?[/color]

Toplumsal olarak şunu sormalıyız: “Bir hastalığın yükünü yalnızca birey mi taşır, yoksa toplum da mı?”

- Sağlık sistemleri, toplumsal cinsiyet körlüğünü nasıl aşabilir?

- Erkeklerin “yardım isteme hakkı” neden hâlâ utançla anılıyor?

- Sosyoekonomik koşulların sağlık hakkı üzerindeki etkisi nasıl azaltılabilir?

- Etnik azınlıkların sağlık deneyimlerinde adalet nasıl sağlanabilir?

Bu sorular yalnızca HSP’ye değil, toplumun “beden” ve “değer” anlayışına da ışık tutar.

---

[color=]Sonuç: Hastalık Değil, Eşitsizlik Tedavi Edilmeli[/color]

HSP kas hastalığı, genetik bir kusurdan çok daha fazlasını anlatır; toplumun eşitsizliklerle örülü yapısının bir aynasıdır. Kadınların görünmez emeği, erkeklerin sessiz çabası, yoksulların çaresizliği ve azınlıkların dışlanmışlığı bu aynada birleşir.

Gerçek tedavi yalnızca kaslara değil, sistemlere uygulanmalıdır. Çünkü bedenler çözülürken, eşitsizlikler katılaşıyorsa; asıl hastalık toplumun ta kendisidir.

---

Kaynaklar:

- Journal of Neurological Sciences (2021). “Gender Differences in Diagnosis of Neurodegenerative Diseases.”

- Anadolu Tıp Dergisi (2022). “HSP Hastalarında Sağlık Hizmetlerine Erişim.”

- Men with Rare Conditions Community Reports (UK, 2023).

- Kişisel gözlemler ve nadir hastalık forumlarındaki kullanıcı paylaşımları (2020–2024).
 
Üst