Evlilik; geçmişleri, aileleri, eğitim durumları, kültürleri birbirinden farklı olan iki bireyin ömürlerinin kalan kısmını bir arada geçirmeye karar vermesidir. Bu da evlenen bireylerin var olan rollerinde birtakım değişmeleri birlikteinde getirmektedir.
İmago terapi, Dr. Harville Hendrix ve eşi Dr. Helen Hunt’un geliştirdikleri bir kuramdır. İmago teorisi ve münasebet terapisi, 1970’lerin sonlarına yanlışsız Hendrix’in “Bayan ve erkekler bağlantılarında niye bu kadar epeyce sorun yaşıyorlar?” sorusuna yanıt bulmaya çalışmasıyla ortaya çıkmıştır. Hendrix bu soruya, “Çocuklukta bitirilmemiş işlerimizin oluşmasına niye olan ebeveynlerimizin kişilik özelliklerine emsal bireylerle evlenmeye yatkın olmamız.” yanıtını vermiştir. Yani bizler yetişkin hayatımızda partnerlerimizi seçerken, çocukluk periyodunda tamamlayamadığım sorunlarımızı yetişkin hayatta tamamlamak için ebeveynlerimize benzeyen eşler seçme eğiliminde oluyoruz. bu türlü geçmişte yarım kalan çözümlenmemiş sorunlarımızı seçmiş olduğumuz eşimiz üzerinden tamamlamaya çalışıyoruz. İmago terapiye bakılırsa ise şahısların bu sorunları tamamlaması ve uygunlaşması için evlilik büyük bir talihtir. Bu süreçte evliliğin 3 evreden geçtiğine vurgu yapmaktadır.
Romantik Aşk: Bu evre çiftleri bir ortaya getiren onların evlenmesini ya da münasebet yaşamalarını sağlayan evredir. Bu evrede çiftler birbirini inançta hisseder, kendilerini daha toplumsal daha akıllı daha sevecen görürler. Aşkın tesiriyle bireyler bilinçharicinde ülkü imago eşini bulduklarına, imago eşlerinin onların çocuklukta karşılanmayan gereksinimlerini yerine getireceğine, bütünlüğe ulaşacaklarına ve ülkü evliliği gerçekleştirebileceklerine inanmaktadırlar.
Güç Gayreti: Romantik aşkın bitmesiyle birlikte ortaya çıkan süreç güç çabasıdır. Bu evrede çiftler birbirlerini farklı bir birey olarak görmez, birbirlerini birebir düşünmeye zorlarlar. Bu durumda çiftler çoğunlukla boşanma sonucu alırlar. Lakin evlilik boşanma ile sonuçlansa bile ondan sonrasındaki bağlarında de tıpkı döngü devam edeceği için aslında boşanmak bir tahlil yolu değildir. Güç uğraşı basamağını geçen çiftler, birbirlerinin yanında güç vakit içinderında durmalarını sağlayan romantik aşk bağının ötesine geçerek kuvvetli ve doğal bir bağ oluşturmakta ve sıkıntıları bu bağ aracılığıyla çözmektedirler
Gerçek Aşk: Bireyler, eşlerini kendi çocukluk yaralarını sarmak için seçtiklerini anladıklarında, gerçek aşka birinci adımı atmaktadırlar.Bu evrede çiftler birbirlerine bir mecburilik olmaksızın şartsız sevgi duyarlar. Kurulan bu inançlı alanda gerçek aşka ulaşan çiftler, bilinçsiz evlilik etabından şuurlu evliliğe adım atmaktadırlar. Şuurlu evlilik, eşlerin birbirlerinin duygusal muhtaçlıklarını tamamlamak için işbirliği yaparak ruhsal ve manevi gelişimlerini destekledikleri romantik ilgidir.
İmago terapi, Dr. Harville Hendrix ve eşi Dr. Helen Hunt’un geliştirdikleri bir kuramdır. İmago teorisi ve münasebet terapisi, 1970’lerin sonlarına yanlışsız Hendrix’in “Bayan ve erkekler bağlantılarında niye bu kadar epeyce sorun yaşıyorlar?” sorusuna yanıt bulmaya çalışmasıyla ortaya çıkmıştır. Hendrix bu soruya, “Çocuklukta bitirilmemiş işlerimizin oluşmasına niye olan ebeveynlerimizin kişilik özelliklerine emsal bireylerle evlenmeye yatkın olmamız.” yanıtını vermiştir. Yani bizler yetişkin hayatımızda partnerlerimizi seçerken, çocukluk periyodunda tamamlayamadığım sorunlarımızı yetişkin hayatta tamamlamak için ebeveynlerimize benzeyen eşler seçme eğiliminde oluyoruz. bu türlü geçmişte yarım kalan çözümlenmemiş sorunlarımızı seçmiş olduğumuz eşimiz üzerinden tamamlamaya çalışıyoruz. İmago terapiye bakılırsa ise şahısların bu sorunları tamamlaması ve uygunlaşması için evlilik büyük bir talihtir. Bu süreçte evliliğin 3 evreden geçtiğine vurgu yapmaktadır.
Romantik Aşk: Bu evre çiftleri bir ortaya getiren onların evlenmesini ya da münasebet yaşamalarını sağlayan evredir. Bu evrede çiftler birbirini inançta hisseder, kendilerini daha toplumsal daha akıllı daha sevecen görürler. Aşkın tesiriyle bireyler bilinçharicinde ülkü imago eşini bulduklarına, imago eşlerinin onların çocuklukta karşılanmayan gereksinimlerini yerine getireceğine, bütünlüğe ulaşacaklarına ve ülkü evliliği gerçekleştirebileceklerine inanmaktadırlar.
Güç Gayreti: Romantik aşkın bitmesiyle birlikte ortaya çıkan süreç güç çabasıdır. Bu evrede çiftler birbirlerini farklı bir birey olarak görmez, birbirlerini birebir düşünmeye zorlarlar. Bu durumda çiftler çoğunlukla boşanma sonucu alırlar. Lakin evlilik boşanma ile sonuçlansa bile ondan sonrasındaki bağlarında de tıpkı döngü devam edeceği için aslında boşanmak bir tahlil yolu değildir. Güç uğraşı basamağını geçen çiftler, birbirlerinin yanında güç vakit içinderında durmalarını sağlayan romantik aşk bağının ötesine geçerek kuvvetli ve doğal bir bağ oluşturmakta ve sıkıntıları bu bağ aracılığıyla çözmektedirler
Gerçek Aşk: Bireyler, eşlerini kendi çocukluk yaralarını sarmak için seçtiklerini anladıklarında, gerçek aşka birinci adımı atmaktadırlar.Bu evrede çiftler birbirlerine bir mecburilik olmaksızın şartsız sevgi duyarlar. Kurulan bu inançlı alanda gerçek aşka ulaşan çiftler, bilinçsiz evlilik etabından şuurlu evliliğe adım atmaktadırlar. Şuurlu evlilik, eşlerin birbirlerinin duygusal muhtaçlıklarını tamamlamak için işbirliği yaparak ruhsal ve manevi gelişimlerini destekledikleri romantik ilgidir.